Arda TÜRKMEN – Hürriyet 8 Haziran 2014
Telli duvaklı gelinlikler görmedi hiç böyle lezzetler
Düğün sezonu açıldı, ev sahiplerini dert üstüne dert sardı: Hava yağmurlu mu? Kim kiminle oturacak? Süslemeler nasıl olacak?
Ah bir de o menü seçimi… Mönüde neler olmalı? Yemekler nasıl seçilmeli? Benden size birkaç uzman tüyosu, işin dikkat etmeniz gereken püf noktaları.
Kokteyl alanı: Bazı mekânlarda kokteyl alanıyla nikâh alanı ya da yemek salonu birbirlerinden epey uzak mesafelerde bulunurlar. Özellikle çayır çimen zeminlerde bu mesafeler topuklu ayakkabılı hanımlar için ‘Ceylan bambi’ pratikliğinde olmayı gerektirir. Bu yüzden siz siz olun, yüksek katılımcı olmaları için nikâh alanını Şam’da, yemek alanını Bağdat’ta seçmeyin.
Kokteyl prolonge: Birçok tesis, kâğıt üzerinde şatafatlı isimlerle uzun uzun mönüler ve listeler yazarlar. Özellikle yemek öncesi kokteyldeki yazan atıştırmalıklar kısmına çok takılmayın. 10 satır atıştırmalık yazılır, hepsi de servis edilir ama hâlâ herkes açtır. O yüzden mönü kararını verirken önünüze uzun bir atıştırmalıklar listesi gelirse, onları azaltıp ana yemek mönüsüne ekleme yapılmasını istemek çok daha yararınıza olacak.
Soğuk tabak seçim: Oturmalı düzende set mönüler genellikle soğuk bir tabakla başlar. Genelde pek yazılmaz ama yine de dikkat etmekte fayda var: Mönüde çok sulu, akışkanlığı yüksek zeytinyağlılar varsa aman dikkat, misafirlerinizin önüne her şeyin suyu birbirine karışmış bir tabak gidebilir. Önceden müdahale etmenizde fayda var.
Ara sıcak: Farklı olayım diye mönüye risotto eklemek isterseniz bir faciayla karşılaşabilirsiniz. Bazı yemekler bu tip sunumlara uygun değildir. Anında porsiyonluk pişirilip servis edilmesi gereken şeylerden kaçının.
Ana yemek: Ana yemek aslında bütçenizle ilgili. Et ve balık pahalı; tavuksa hesaplı bir seçenek. Kayış gibi olmayan etler, kurumamış balıklar, suyu kaçmış tavuklar yememek için ızgara alternatifi öneren mönülerden uzak durmanızı öneririm.
Alternatif yemek: Her düğünde illa bir vejetaryen ya da bu yemeklere duyarlılığı olan bir misafir vardır. Bu yüzden mutfaktan mutlaka birkaç tabak ‘alternatif yemek’ bulundurmasını isteyin. Bu alternatif çok basit bir tabak olacaktır ve muhtemelen, makarna gibi, nötr bir seçenek olarak size sunulacak. Makarnayı çok basit olarak algılayıp daha çetrefilli bir yemek olmasını istemeyin. Daha ‘cafcaflı’ bir alternatif isteyerek hem mutfağın düzenini aksatmış olursunuz hem de ‘basit bir şey yemek isteyen’ misafirinize yine zor bir alternatif sunmuş olursunuz.
Tatlı pasta olayları: Önden maket pasta kesmek yerine gerçek pastanız gelecekse tüm misafirlerin önünde kesmek için, kreması sert olan sıcak havalarda akmayacak bir düğün pastası seçmeniz gerekiyor. Hatırlatalım; son zamanlarda hem servisi kolay, hem görünümü modern cupcake pastalar da çok ön planda.
Hızlandırılmış bir Anadolu lezzet turu
Ülkemizin her şehri, her sokağı ayrı bir yeme-içme kültürüne sahip. O sokaklardaki küçük tezgâhlarda, seyyar arabalarda satın alınabilecek bir sürü sokak yemeğine rastlamak mümkün. Hepimizin bildiği ama belki de en iyisi nerede yenir, içilir bilmediği sokak yemeklerine biraz göz atalım…
Gaziantep’te nohut dürümü
Aslında Güneydoğu bölgesine has bir sokak yemeği ama en meşhur olduğu yer Gaziantep. Nohut bir gece önceden suda bekletilip, ertesi gün et suyunda ezilecek kıvama gelinceye kadar haşlanıyor. Sıcakken tırnak pidenin içine konulup üzerine istediğiniz yeşillik, biber, domates, baharat ve limon suyu ile birlikte servis ediliyor. Buralara da gelse hiç fena olmayacak harika bir lezzet desek yalan olmaz. Ayrıca da et yemek istemeyenlere de çok farklı bir alternatif.
Mersin ve Adana’da sokak ciğeri.
Ciğerci Bahattin Mersin, bu işi hakkıyla yapanlardan birisi. 4 kişi gittiniz diyelim, masaya 40 tane ciğer şiş istediniz, şişler gelmeden önce emin olun masanız, piyazlar, közde soğanlar, ezme salatalar, çoban salatalar gibi ona yakın farklı küçük tabakla dolup taşacak. Ardından lavaş ekmekleri ve ciğer şişleriniz geldiğinde hepsini bir çırpıda yiyip, bir o kadar daha sipariş vereceğinizden eminim.
Antalya’da piyaz-köfte
Sahilden devam edip, Antalya’ya uğruyoruz. Korkuteli’ne gitmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Şişçi İbo’ya gidin ve piyaz-köfte söyleyin. Kıpkırmızı domateslerle ve özel bir tahinle yapılmış olan piyazı yediğinizde bu lezzete inanamayacaksınız. Kadayıfla yaptıkları bir tatlı var onu da mutlaka deneyin ancak piyazın tadı aklınızda kalacak ve her Antalya’ya yolunuz düştüğünde mutlaka Korkuteli’ne uğramak isteyeceğinizden şüpheniz olmasın.
İzmir’de boyoz ve gevrek
Antalya’dan çıktık düştük yollara ve İzmir’de durduk. İzmir’e gelince hangi birini yesem bilemediğim bir sürü sokak lezzeti var. Hangi sokağa girsek neredeyse hepsinin köşe başında rastlayabileceğimiz boyoz ve gevrek seyyarları bizi karşılıyor. Boyozun yanında haşlanmış yumurta olmazsa olmazların başında geliyor. Boyoz biraz yağlı gelebilir ilk etapta ama yedikçe yemek isteyeceğiniz puf puf bir çörek. Gevrekse bizim simit. Ama siz bir İzmirlinin yanında sakın böyle söylemeyin, onlar için simitle gevrek kesinlikle aynı şey değil. İzmir’in gevreği dillere destan.