Beyoğlu balık pazarıbenim her zaman gitmekten keyif aldığım pazarların başında gelir. Sabah erken saatte açılması, haftanın her günü açık olması ve esnafı şahsen tanıyor olmam da bu sevgimin pekişmesinde önemli bir etken.
Beyoğlu’nun tam ortasında , Galatasaray lisesinin karşısında bulunan balık pazarı, tarihi çiçek pasajının da komşusudur. Gerek çiçek pasajındaki, gerekse bölgedeki bir çok lokanta , malzemesiniburadan temin eder. Balık pazarı, turşucusu, reçelcisi, mantarcısı, baharatçısı, manavı, kasabı, balıkçısı, şarküterisi, kuruyemişçisi ile Beyoğlu’nun vazgeçilmez renklerinden biridir benim için.
Üç yıldız’dan aldığım şekerlemeler, ve özel yapım reçeller , bana herzaman anneannemin elinin değdiği o çocukluk tadlarını anımsatmıştır. Reçeller daima büyük tencerelerde ağzı kapalı şekilde durur ve siz içine dalın diye kapı girişinde beklerler. Önünden geçip de içeri kafayı uzattığım her zaman o açık reçellerden alıp , ertesi sabah kahvaltıda yüzümün gülümsemesi için bir neden yaratırım kendime…
Arıoğullarındaki turşular ise başlı başına birer sanat eseri gibidir. Bir de öyle bir güzel diziyorlar ki meretleri yan yana , her biri bana beni al hayır onu değil beni al dercesine bağırıyor her gittiğimde.Nefsime hakim olup ,ihtiyacım kadar almasam, ev turşu cenneti olurdu muhtemelen. Benim için özel olan turşu ise , erik ve bamya turşuları. Bamya normal hayatta çok aradığım bir sebze olmasa da turşusunu yemek bir o denli zevkli benim için.
Mantarcı Arif abi ise başlı başına yüz güldüren insan…Elinde olmasa bile 1 gün önceden ararsam , ihtiyacım olan, tadını özlediğim mantarı bulup getiriyor mutlaka. Kendimi bildim bileli hep aynı yerde minik bir tezgah dolap ve mantar lezzetleri…
Tam köşedeki manav ise , başköşede ben varım edasıyla yolun 2 tarafına hakim, kendinden emin, bende yok yok edasını bozmadı yıllardır. Kendi taktığım isimle İstanbuldaki birkaç hamile manavından birisi de burası kanımca. Eşiniz hamile ve herhangi mevsiminde olmayan bir sebze ya da meyveye aş eriyorsa buraya mutlaka bakın derim. Her sabah saat 8 de tezgahı kurmuş , günlük malları dizmiş oluyorlar.
Şimdi kimi saymasam eksik kalır, şarküterileri, özel etler ve Kıbrıs hellimi arayanlara ilaç olacak özel tadları ve değişik peynirleri ile dolu. Balıkçılar, genelde çevre lokantaların ihtiyaçlarına anında çözüm üretmek için balığı çeşitli tutuyorlar. Ah hele bir kuruyemişçi abim vardı ki ismini bir türlü hatırlayamadım. Esnafın kralıydı gözümde. Hem yemişler taptaze, hem insanlık, esnaflık adamlık 10 numara. Yıllar içinde gide gele , ahbap olmuştuk. Yolum her düştüğünde çayını içmeden yollamazdı. Nerdeyse 2005 yılından beri gide gele resmen oğlunun boyunu geçip dükkanın başına geçişine sahit olmuştum. Geçenlerde uğradım kapatmış dükkanı sordum soruşturdum, taşınmış… Yeni yerini bulunca mutlaka yine çayını içmeye gideceğim…
Balık pazarı her daim yüzümü güldüren, ‘’ Bakmadan geçme’’ noktalarımdan biridir benim için. Arif abinin mantarları, bugünkü yemeğimin ana temasını oluşturacak.
Serpil
Aralık 2012
Bence birde deniz ürünleri için birde sarıyerdeki Saffet balıkçılığa uğrayın derim:)